Yalan Söyleme Davranışı: Çocuklar Neden Yalan Söyler ?

   Yalan, doğruluk payı taşımayan ve karşıdaki kişiyi yanıltmaya yarayan sözler içerir. Çocuğun 5 yaşına kadar söylediği yalanları çok ciddiye almamak gerekir ama çocuk yaşı büyüdükçe bu yalanlar devam ederse ve çocuk gerçeği saklayıp karşıdaki kişi yanıltılmaya devam ederse burada büyük bir sorundan söz edebiliriz. Özellikle de okul öncesi dönemdeki çocuklar gerçeği tam olarak algılama kapasitesine ulaşamadıkları için, anlattığı gerçek olmayan şeyleri direkt yalan olarak değerlendirmek doğru olmayacaktır.

Çocuklarda Yalan Söyleme Davranışı:

İzmir Psikolog bazı çocuklar dikkat çekmek ve ilgilenilmek amacıyla da gerçek olmayan hikayeler uydurabilirler, bu gibi durumları da yalan olarak etiketlememek gerekir. Daha çok 3-4 yaşındaki çocukların söyledikleri yalanları sözde yalanlar olarak nitelendirebiliriz. Burada amaç gerçekten yalan söylemek değildir. Örneğin, evde bir tabağı kıran çocuk bunun kendi davranışı değil de kardeşinin davranışı olduğunu söyleyebilir. Burada çocuk annesinden azar yememe amacıyla bu söyleme başvurmuş olabilir. Ayrıca, çocukların 2-3 yaşlarında var olduğunu savunduğu hayali arkadaşları da sözde yalan örnek olarak gösterilebilir. Eğer çocuk gerçekle gerçek olmayanı ayırt edebilir düzeye gelmişse ama hâlâ doğru olmayanı söylüyorsa, burada alışkanlık hâline gelmiş yalandan bahsedebiliriz. Bu yalan türü kasıtlıdır ve karşıdaki kişiyi yanıltmayı amaçlar. Bu noktada kişi kendini yalan söylemekten alıkoyamaz, kendini kontrol edemez ve bencilce davranır. Başkalarının haklarına değer vermesi konusunda aile içinde eksik eğitim almış çocuklar bu tür yalan söyleme davranışını sıklıkla kullanırlar. Psikolog Ecem Çakın Yalan Söyleme Üzerine Ciddi Çalışmalar Yapmış Uzman Bir Terapist ‘ tir

   İzmir Psikolog çocuğun çevresinde yalan söyleyen büyükler ve başka kişiler varsa, çocuk onları model alıp yalan söyleme davranışını sergileyemeye de başlayabilmektedir. Ebeveynlerin çocuğu sürekli kıyaslaması, ondan fazla beklentide bulunmaları, çocuğu gereksiz veya fazla cezaya maruz bırakmaları gibi durumlar da çocuğu yalan söylemeye iten faktörlerdendir. Öncelikle ebeveynler çocuğa iyi bir rol modeli olmalı ve onları yalan söylemeye itebilecek davranış ve tutumlardan kaçınmalı, çocuk yalan söylediğinde onu suçlayıp aşırı sorgulamamalıdırlar. Çocuğu yalan söylemeye iten faktörler iyi saptanmalıdır. Böylelikle yalan söyleme davranışı ortadan kalkmaya başlayacaktır.

Çocuk Psikolojisinin Temelinde Aile Faktörü çok değerlidir. Bu bağlamda Çocuk Ergen Terapisti Ecem Çakın Ebeveyn Eğitim ve Bilgilendirme

Çocuk Ergen Terapisti Ecem Çakın | Çocuklarda Yalan Söyleme

İzmir Psikolog-Çocuklarda İçe Kapanıklık

  

    İzmir Psikolog çocuklarda saldırgan davranışların büyük bir problem olmasının yanı sıra, içe kapanık olmak da başlı başına bir sorundur. Çoğu zaman çekingen ve içe kapanık olmak, ebeveynler tarafından çocuktaki uysallık ve usluluk olarak nitelendirilmektedir. Çocuğun kendini ifade edebilmesi, çocuğun gelişimi açısından çok önemlidir. Kendini ifade etmekte zorlanan, duygu ve düşüncelerini rahatlıkla paylaşamayan çocuklarda zamanla sıkıntılı durumlar ortaya çıkabilmektedir.

İzmir Psikolog eğer çocuk arkadaş edinmede, oyunlara katılmada güçlük çekiyorsa, yalnız kalmayı tercih ediyor ve çevresine, akranlarına karşı ilgisizse, istek ve ihtiyaçlarını dile getiremiyorsa ya da dile getirmekte zorlanıyorsa, şaka ve eğlencelere katılmakta sorun yaşıyorsa, herhangi bir zeka geriliği olmaksızın öğrenme konusunda geriden geliyorsa, bu gibi durumlar çocukta içe kapanıklığın belirtileri olabilir. Literatürde aralarındaki ilişki tam olarak açıklanamamış olsa da sosyal fobi, içe kapanıklığın en sık rastlanan türü olarak açıklanmaktadır. Sosyal fobisi olan kişiler etrafındaki kişilerden ve sosyal etkinliklerden kaçınırlar ya da bu eylemleri çok sıkıntı yaşayarak yaparlar, çevreleri tarafından olumsuz değerlendirilme korkuları mevcuttur ve bu kişiler topluluk içinde konuşmaktan uzak dururlar.  Ayrıca, çocuktaki özgüven eksikliği de çocuğun kendini ifade etmesini zorlaştırır ve içe kapanmasına neden olabilir. Duyguları ve uygun olan tepkileri ebeveyn tarafından ceza ile bastırılan ve bir yanlış yaptığında suçlanan çocuklar, kendine olan güvenlerini gitgide kaybedecek, yanlış bir şey yapmamak için susacak ve içine kapanacaktır. Bu yüzden bu noktada ebeveynlerin sergileyecekleri tutum ve davranışlar da çok önem taşımaktadır.

     Bu problemi yaşayan çocukların ebeveynleri, çocuğa bol bol söz hakkı vermeli, duygu ve düşüncelerini açıkça ifade edebilmesi için çocuğu cesaretlendirmeli, ona değer vermeli, bol bol birlikte vakit geçirmeli ve sevgilerini açıkça belli etmelidirler. Çocuk, içe kapanıklığını yenmek için spor ve sanat aktivitelerine de yönlendirilebilir. Tüm bunlara rağmen ilerleme kaydedilmiyorsa mutlaka bir uzmandan destek alınmalıdır.

İzmir Psikolog Çocuk Terapisi Uzman Psikolog Ecem Çakın Sizin Yanınızda. Randevu İçin Bizi Arayınız.

İzmir Psikolog | İçe Kapanıklık | Ecem Çakın

İzmir Psikolog – Çocuklarda Tırnak Yeme Davranışı

tirnakkk 1

Çocuklarda tırnak yeme davranışı genellikle 3-4 yaşlarında ortaya çıkmaya başlamaktadır. Yapılan araştırmalar kız çocuklarında erkeklere oranla bu davranışa daha sık rastlandığını göstermektedir. Bu davranışın ortaya çıkma nedeni çeşitli olabileceği gibi, bu davranış daha çok duygusal problemlerden kaynaklanmaktadır. Çocuk tırnaklarını sıkılmaktan, meraktan, stresten veya nedensiz bir şekilde yiyebilir ve bu bir süre sonra alışkanlık hâline gelir. Çocuğun çevresinde tırnak yiyen bir kişi varsa, çocuk bu davranışı model alıp taklit edebileceği için de bu davranış ortaya çıkabilmektedir. İzmir Psikolog Çocuk Ergen Terapisi ve Danışmanlık Hizmetleri çocuk tırnak yeme davranışlarını kontrol altına almaktadır.

Bazı çocuklar, heyecanlarını ve yaşadığı yoğun duyguları bastırabilmek için de tırnak yeme davranışı sergileyebilir. Bu, çocuğun ruhsal problemleriyle bir baş etme yöntemidir. Tırnak yeme davranışı aynı zamanda çocuktaki güvensizliğin belirtisi olarak görülmektedir. Ebeveynlerin çocuğa karşı olan baskıcı ve otoriter eğitim tarzı, çocuğun sürekli eleştirilmesi, azarlanması, yetersiz sevgi ve ilgiye maruz kalması gibi durumlarda da bu davranış ortaya çıkmaktadır. Bu davranışa; mutsuzluk, öfke, stres, kaygı, çatışma gibi durumlarda daha çok rastlanır. Aile içinde çatışmaların yaşanması, çocuğun kardeşinin doğması, okula başlama, anne ve babanın başarı kaygısının yüksek olması gibi stres yaratan durumlarda da tırnak yeme davranışını ortaya çıkmaktadır. Tırnak kenarındaki derinin kopartılması, çocuktaki tırnak yemenin ileri boyutuna örnek olarak verilebilir.


Özellikle çocuğa sıkıntı veren ve bu davranışa neden olabilecek faktörler iyi saptanmalı ve bu konular üzerine çalışılmalıdır. Çocuğun kendini güvende hissetmesi, bu davranışın ortadan kaybolmasına büyük ölçüde etki edecektir. Çocuk, enerjisini dışarı atabileceği spor ve sosyal faaliyetlere de yönlendirilebilir. Böylelikle çocuğun dikkati başka yerlere çekilerek, tırnak yeme davranışında azalma görülebilir. Tüm bunlara rağmen ilerleme kaydedilmiyorsa mutlaka bir uzmandan destek alınmalıdır.

İzmir Psikolog Bölgesinde Çocuk ve Ergen Alanında Uzman Ecem Çakın Ebeveyn Destekli Terapi Yöntemleriyle Sizlere Destek Olmaktadır.

Randevu İçin Bizi Arayınız.

İzmir Bölgesinde Oyun Terapisi Davranış ve Davranış Problemlerinin bir çoğuna çözüme kavuşturmaktadır. Psikolog Ecem Çakın Oyun terapisi uzmanı olarak her zaman yanınızda.

İzmir Psikolog | Psikolog Ecem Çakın | Tırnak Yeme

Sağlıklı Aile

izmir alsancak aile psikolog

Toplum içindeki en küçük bir bütün olan aile sürekli değişim ve dönüşüm içinde olan dinamik bir yapıdır. Ailenin sağlıklı olması demek, aile içindeki bireylerin sadece fiziksel sağlığı ile ilgili bir durum değildir. Geniş açıdan bakıldığında aile sağlığı; aile işleyişi, iletişim ve problem çözme becerileri, rutinler, ruh sağlığı, duygusal destek, ekonomik kaynaklar, yeterli barınma, ulaşım, eğitim, sağlıklı ve yeterli beslenme ve çocuk bakımının yeterli olup olmadığı ve dış kaynaklara erişim gibi birçok faktörü kapsamaktadır.

Sağlıklı aile nasıl özellikler gösterir?

✔ Aile bireyleri birbirlerine duygusal olarak bağlıdır.
✔ Birbirlerini oldukları gibi kabul ederler.
✔ Birbirlerini takdir ederler.
✔ Aile üyeleri rollerini net olarak bilirler. Rolleri bilmek, aile içinde olabilecek sorunların
çözümü için en önemli etkendir.
✔ Aile bireyleri, ailenin bütünlüğünü korurlar ama bireysel istek ve ihtiyaçları da daima göz
önünde bulundururlar.
✔ Aile bireyleri birbirlerinin özel alanlarına ve özel hayatlarına saygılıdırlar.
✔ Tüm bireyler arasında iletişim açık, net ve samimidir.
✔ Tüm aile bireylerinin uyması gereken kurallar belirlidir. İlerde bir sorun yaratmaması adına
aile içinde birtakım kurallar belirlenmiştir ve bireylerden bunlara uyması beklenir.
✔ Aile bireyleri beraber kaliteli zaman geçirirler, ortak ilgi alanları yaratırlar, bu alanlarda
paylaşımlarda bulunurlar.
✔ Çatışmalarını çözümleme konusunda başarılıdırlar.


Psikolog Ecem Çakın | Sağlıklı Aile

Çocukluk Dönemi Korkuları

çocukluk-dönemi-korkuları

Bazen ailelerin çocuklarının korkularının normal olup olmadığını sıklıkla merak edip sorduklarını gözlemlerim. Gelişim çağına uygun mu, yoksa hemen profesyonel destek alınmalı mı ? Nasıl davranmalıyız? Özellikle 4-6 yaş okul öncesi dönemde ve 7-10 yaşları arasındaki çocuklarda korkularda bir artış görülmektedir. Düşünce sistemleri yetişkinlerinki kadar gelişmediği ve çok boyutlu düşünemedikleri için, çocuklardaki bazı korkuların var olması da normal karşılanmaktadır. Düşünce sistemleri geliştikçe yaşadıkları korkular da azalma gösterecektir.

  • 2-6 yaş arasındaki çocuklar genelde hayaletlerden, köpek gibi hayvanlardan ve ebeveynlerinden ayrılma korkusu yaşarlar.
  • 7-12 yaş arası çocuklar ise, doğal afetlerden ve sınav başarısızlığı gibi okulla ilgili konularda korku yaşamaktadırlar.
  • Yoğun korku yaşayan çocukların ebeveynleri öncelikle çocuklarının korkularını yenebilmeleri için onları cesaretlendirmeli ve duygularını anlayan bir yerden bakmalıdır.
  • Ebeveynler aynı zamanda çocuktaki korkunun tetikleyicisi olabilecek tutum, davranış ve söylemlerden uzak durabilmeli (“ söz dinlemezsen seni öcüler alır”, “ağlarsan doktor iğne yapacak”, “köpeğe yaklaşma, ısırır” gibi…)
  • Çocuğun yaşadığı korku hakkında konuşulmalı, korkusunun anlamsız yönleri çocuğa anlatılmalı ve korkusunu tetikleyen unsurlar iyi tespit edilmelidir.
  • En önemlisi de tetikleyicileri ortadan kaldırmak ve çocuğa güvendeyiz ve yanındayız mesajını verebilmektir.
  • Gelişimsel açıdan olağan sayılan korkular zamanla ortadan kalkmaz, devam ederse ve  çocuğun hayatını etkileyecek seviyeye ulaşırsa, bu durumun araştırılması ve mutlaka profesyonel bir şekilde tedavi edilmesi gerekmektedir…
       İzmir Psikolog | Çocuk Dönemi Korkuları

Oyun Terapisi Nedir?

oyun terapisi izmir

Oyun, çocukların hayatında bolca yer kaplayan, hem eğlenip hem de öğrendikleri bir etkinliktir. Aynı zamanda oyun, çocukların duygusal, sosyal, bilişsel, dil, psikomotor ve kişilik gelişimlerini de olumlu yönde etkilemektedir. Çocuklar, biz yetişkinler gibi yaşadıkları sorunları sözcüklere dökemezler. Çocukların kendini ifade şekli en iyi bildikleri yol olan oyun ile sağlanmaktadır. Çocuk için oyun, duygu ve düşüncelerini ifade etme, yaşantılarını aktarma, ilişkiler kurma ve keşfetme, doyum sağlama yoludur. Oyuncakları çocuğun sözcükleri, kurduğu oyun ise çocuğun ne anlatmak istediği olarak nitelendirilebilir.

İzmir Oyun terapisi; çocuğun yaşadığı problemlerin, oyun terapisi alanında bir uzman İzmir oyun terapisti eşliğinde oyun ve oyuncaklar aracılığıyla çözümlendiği bir terapi yöntemidir. Oyun terapisinde çocuk, yaşadığı içsel süreçleri, çatışmaları oyuncak ve kurduğu oyun ile aktarır. Terapist, çocuk ile kurduğu güvenli alanda çocuğun onun oyununa eşlik ederek çocuğun yaşantı ve duygularını anlama ve iyileştirme fırsatı bulur. Yönlendirilmiş ve yönlendirilmemiş olmak üzere oyun terapisinin de birçok oyun terapisi türü mevcuttur.

Hangi Yaşa Oyun Terapisi Uygulanır?

2-11 yaş arasındaki çocuklara uygulanabilmektedir. Çocukların sembolik oyun kurmaya başladığı yaş 2 yaş olduğundan, oyun terapisi için çocuğun en az 2 yaşında olması gerekmektedir.

Oyun Terapisi Hangi Problemlerin Çözümünde Kullanılır?

Travmalar
• Bağlanma sorunları
• Yeme problemleri
• Uyku problemleri
• Korku ve kaygı problemleri
• Kaka tutma-alt ıslatma problemleri
• Evlat edinilme
• Öfke problemleri
• Boşanma sonrası uyum süreci
• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu
• Okula uyum problemleri
• Sebebi anlaşılmayan baş ve karın ağrıları
• Seçici konuşmazlık

İzmir çocuk psikoloğu ve İzmir oyun terapisti olarak bu konularla çalışmaktayız.

Deneyimsel Oyun Terapisi Nedir?

Deneyimsel oyun terapisi, Byron E. Norton ve eşi Carol C. Norton tarafından geliştirilmiş bir oyun terapisi türüdür. Çocuğun oynadığı oyuncakların ve kurduğu oyun ortamlarının sembolik anlamları mevcuttur. Oyunlar sırasında bu sembolik anlamlar terapist tarafından değerlendirilir. Bu oyun terapisinde yönlendirme ve müdahale olmaz. Oyunun kahramanı çocuktur ve oyunu çocuk şekillendirirken, terapist kurduğu güvenli ortamda çocuğun oyununa eşlik eder. Çocuğun terapist ile kurduğu ilişki iyileşmeyi sağlayan büyük bir güç halini alır. Çocuk, dış dünyada yaşadığı problemleri oyununa yansıtır, tekrar deneyimler, aynı duyguları tekrar yaşayabilir ve üzerinde çalışarak nasıl baş edeceğini keşfeder. Çocuk oyun içinde güçlendikçe, iyileşme de başlar. Oyun seansları haricinde aile ile yapılacak görüşmelerde de, çocuğun iyileşme sürecine katkı sağlayacak bazı çalışmalar planlanabilir.

   İzmir Psikolog | İzmir Oyun Terapisi | İzmir Oyun Terapisti | İzmir Çocuk Psikoloğu